Sağlık çalışanlarına yaptığımız reva mı?
Son yıllarda sağlık çalışanlarının çabalarını, özverilerini, ama en önemlisi de fedakârlıklarını daha fazla takdir eder olduk. Ancak, onlara reva gördüğümüz muameleye baktığımızda, bu takdirin ne kadar eksik kaldığını görmek çok acı. Sağlık çalışanları, pandemiden sonra belki de hiç olmadığı kadar ön plana çıktılar, ancak aynı zamanda aynı dönemde daha da fazla zorlaştılar, yoruldular ve ihmal edildiler. Peki, onlara hak ettikleri değeri veriyor muyuz?
Zorlu Çalışma Koşulları: Sadece Bir Başlangıç
Her gün, sabahın ilk ışıklarından gece yarısına kadar, sağlık çalışanları yoğun bir tempoda çalışıyorlar. Ancak bu tempoyu, ne yazık ki toplum olarak yeterince anlamıyoruz. Bir hastanın hayatını kurtarmaya çalışan bir doktor ya da hemşire, bazen 12, 14 saatlik mesailerle mücadele ediyor. Bu esnada, kendilerine zaman ayıramadıkları gibi, bazen moral ve motivasyon eksiklikleriyle de başa çıkmak zorunda kalıyorlar. Evet, onların işi bir “vatan görevi” gibi görülüyor, ama onların da insana dair duyguları ve ihtiyaçları var. Peki biz, onlara yeterince değer veriyor muyuz?
Sağlık Çalışanlarına Göstermemiz Gereken Takdir
Bir sağlık çalışanının yaptığı işin büyüklüğünü anlatmak zor. Onlar, sadece fiziksel sağlığımıza değil, aynı zamanda ruhsal sağlığımıza da katkıda bulunuyorlar. Her gün, binlerce hastaya yardım ederken, çoğu zaman kendi duygusal ihtiyaçlarını bir kenara bırakıyorlar. Ancak, onlara yaptığımız muamele, çoğu zaman buna paralel olmuyor. Ne yazık ki, sık sık düşük maaşlar, ağır çalışma koşulları ve yetersiz psikolojik destekle karşılaşıyorlar. Oysaki onların yaptığı işin karşılığı, sadece maddi değil, manevi olarak da fazlasıyla ödüllendirilmeli. Bir “teşekkür” bile, bazen onlar için çok anlamlı olabilir.
Sağlık Çalışanlarının Çektiği Psikolojik Yük
Kendisini bir hastanın iyileşmesine adamış bir doktor ya da hemşire, sadece fiziksel değil, duygusal olarak da büyük bir yük taşır. Pandemi süreci, sağlık çalışanlarının üzerindeki bu psikolojik yükü daha da artırdı. Birçok sağlık çalışanı, aşırı stres nedeniyle tükenmişlik yaşadı ve bazen depresyonla mücadele etmek zorunda kaldı. Ama bizler, sağlık çalışanlarının sadece “görevlerini yerine getirmelerini” bekledik, onlar da en iyisini yapmak için ellerinden geleni yaptılar. Yine de onlara tam anlamıyla bir şükran borcumuzu ödeyemedik. Peki, bu kadar fedakâr bir gruba ne kadar değer veriyoruz?
Toplum Olarak Bize Düşen Sorumluluklar
Sağlık çalışanları, işlerini hakkıyla yapmak için çabalarını iki katına çıkarıyorlar. Ancak bizler, bu çabaları yalnızca gözle görmekle yetiniyoruz. Yaptıkları işin değerini anlıyor ve takdir ediyor gibi görünüyoruz, ama çoğu zaman bu takdir, pratikte yetersiz kalıyor. Örneğin, bir sağlık çalışanının hakkı olan maaş artışları, mesai düzenlemeleri ya da iş güvenliği gibi temel haklar yeterince sağlanmadığında, onları ne kadar takdir ettiğimizi nasıl gösterebiliriz? Sağlık çalışanları, bizlere her gün ellerinden geleni sundular; peki, biz onlara ne kadar verebiliyoruz?
Sonuç: Daha Fazla Değer, Daha Fazla Saygı
Sonuç olarak, sağlık çalışanları her şeyin ötesinde bir saygıyı ve takdiri hak ediyorlar. Onlar, toplumu ayakta tutan temel direklerden biri ve karşılık olarak onlara reva görülen şey, sadece lafla olmamalı. Maddi ve manevi olarak daha fazla takdir edilmeleri, onlara daha iyi çalışma koşulları sunulması, yalnızca onlara değil, toplumun tümüne daha sağlıklı bir yaşamın kapılarını açar.
Evet, onlar sadece görevlerini yerine getiren çalışanlar değil; birer kahramanlar. Bir gün, bu kahramanların hak ettikleri değeri tam anlamıyla gösterebilirsek, belki de toplum olarak daha sağlıklı ve daha mutlu bir yer oluruz. Sağlık çalışanları, onlara gösterdiğimiz saygıyı hak ediyor. Gerçekten de, onlara reva gördüğümüz şey bu mu?
Henüz yorum yapılmamış.